ENBE ORKESTRASI – “ENBE 2015”
Önce adını siz belirleyin dediler, sonra bir baktık albüm raflarda. Ne seyirci belirledi albümün adını, ne de albüme doğru dürüst bir isim verildi. Kimine göre “ENBE 2015″di albümün adı, kimine göre orkestrayla aynı adı taşıyordu. Sadece “ENBE Orkestrası” konulmuş olabilir miydi gerçekten? Oysa kapaktaki “Behzat Gerçeker & Enbe Orkestrası” başlığını görmemek için kör olmak lazımdı ki, dijital platformlarda da albüm ve sanatçı adı aynen bu şekilde geçiyor. Albümü CD formatında satın alabileceğimiz bazı müzik sitelerinde ise “Enbe Orkestrası & Behzat Gerçeker” olarak not düşülmüş. Anlayacağınız albümün adını bilmiyoruz tam olarak.
Gerçekten bu kadar önemsiz mi albüme isim koymak? Aslolan içeriktir mesajını vermek istemiş olabilirler mi? Hiç sanmıyorum. O zaman neden albümün ismini siz belirleyin diye bir ankete başlamış olsunlardı ki? Yukarda yazdığım versiyonlardan herkes istediğini koyabilir, yanlış sayılmaz. Asıl konu albüme isim verip vermemekten ziyade, kapaktaki ENBE Orkestrası ve Behzat Gerçeker isimlerinin ayrı ayrı yazılışı. Behzat Gerçeker de orkestranın bir parçası değil mi? Böyle bir ayrıma neden ihtiyaç duyuldu? Buna gerek var mıydı? Müzikal bütünü olan bir orkestranın şefinin adının ayrı yazılması etik midir? Daha dinlemeye başlamadan onlarca soru işaretleri oluşturan bir albüm bu. Dinleyemeye başladığım zaman cevaplanmamış onlarca sorunun üstüne bir o kadarı eklendi. Hadi iyi tarafından başlayalım.
İyisiyle kötüsüyle, yenisiyle eskisiyle, albümde tam on yedi şarkı var. Her ENBE albümü gibi yine yeni isimlerin önü açılmış. Tam altı yeni isim ile karşılaşıyoruz bu albümde. Bu isimlerden bir ‘star’ olur mu olmaz mı göreceğiz önümüzdeki dönemlerde. Belki de daha önce Mustafa Ceceli’ye eşlik ettiği “Eksik” şarkısına, hiç de azımsanmayacak kadar tıklanan “Gidiyorum Aşkım”a ve orkestranın içinde bile sesini yüz metreden ayırt edebildiğimiz “Senden Kıymetli mi?” ve “Hikaye” şarkılarıyla iyi bir çıkış yakalamasına rağmen hala solo kariyer çizgisinde ilk adımını atmamış Elvan Günaydın gibi orkestranın bir parçası olmayı tercih edeceklerdir bu yeni isimler. Ama yeni soluğa ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde altı isimle buluşmamız neresinden baksanız iyi bir haber. Bu arada Elvan Günaydın‘dan bahsetmişken, bu albümde kendisi ilk kez Fransızca bir şarkıyla yer alıyor. Ajda Pekkan’ın fırtına gibi estiği 70’li yıllarda seslendirdiği, sözlerinin Jacques Demarny, bestesinin Gaston Ghrenassia‘ya ait olduğu “ET TU PARS ET TU REVIENS” albümün kapanış şarkısı. Her ENBE albümünde olduğu gibi bu albümde de gelenek bozulmuyor ve yabancı bir şarkıyla veda ediliyor dinleyiciye. Elvan Günaydın’ın Türkçe’nin yanısıra yabancı şarkıdaki başarısı da solo albüm beklentilerimi iyice artırıyor.
İlyas Yalçıntaş‘ı hepimiz birkaç ay önce katıldığı yarışmada seslendirdiği sıfır şarkısıyla tanıdık zaten. Etkileyici bir ses rengi ve seslendirdiği şarkının, özellikle damardan giren sözleriyle iyi bir çıkış yakalamıştı zaten. ENBE’nin bize sunduğu ya da orkestrada uzun süredir yer alan bir isim değil kendisi. Single olarak da çıkabilirdi “İNCİR”. Yine ses getirirdi, tıpkı ilk kez duyduğumuzda yarattığı etki gibi. Sözlerinin İskender Külekçi, bestesinin Orçun Karamuk‘a ait olduğu şarkı albümün çıkış ve ilk klip şarkısı ayrıca. Bu durumda ENBE mi İlyas’a yaramış oldu, İlyas mı ENBE’ye düşünmek lazım. Patlamaya hazır, hatta patlamış bir şarkının üzerine konmuşluk var çünkü. ENBE’den daha sürpriz, hiç duymadığımız, garantiden uzak bir çıkış beklerdim ben açıkcası. İlyas’ı “İncir”iyle başbaşa bırakabilirlerdi. Bunlar şarkının hak ettiği başarıyı yakalamaması için engel oluşturmuyor tabii. İlyas‘ın sesini duyduğumuz bir diğer şarkı olan “OLMAZSA OLMAZIMSIN”da ise Büşra Periz ile bir düet söz konusu. İlyas’ın tersine, bir ses yarışmasında şansı yaver gitmeyen Büşra’nın bu şarkıda şans yüzüne yeterince gülmüş sayılır. Sözlerinin adını ilk kez duyduğum Peyman Ak‘a, bestesinin yine adını daha önce duymadığım Behzat Onağ‘a (kartonette Behzad olarak geçiyor) ait olduğu şarkı albümün en naif ve en romantik şarkısı. Ticari açıdan da albüme epey katkıda bulunabilecek şarkıya acilinden bir klip gerekebilir.
Yine bir ses yarışmasında gördüğümüz fakat o gün jüri tarafından kabul edilmeyen Rümeysa‘yı daha sonra Sezen Aksu kanatları altına aldı. Albüm hazırlığında olduklarını da duyduk birkaç ay sonra. Rümeysa kendi albümü öncesinde yepyeni bir Sezen Aksu şarkısı ile yer alıyor. “AYRILIK” albümün ortalamasının çok üstünde, enfes bir şarkı. Sezen’in kariyerinin yaklaşık son on yılında yazmaya başladığı ‘ermiş’ şarkılarından biri bu. Rümeysa’nın yorumundan etkilenmemek ise imkansız gibi. Dinleyiciyi yüksek bir beklenti içerisine sokan bir star adayı.
Geçen sene bir single ile müzik dünyasına merhaba diyen Haydar Yılmaz‘ı yine kendi bestesi ile dinliyoruz. Enerjisi ve albüm bütününe göre yüksek sayacağımız temposu ile “HİÇ HALİM YOK” ilgi çekici bir şarkı. Hatta albümde yer alan on yedi şarkıya rağmen, eğlenmek ya da en azından haraketlenmek isteyenlerin mumla arayacağı türden bir şarkı bu. Geçtiğimiz senelerde kendi solo albümünü yayımlayan ve “GÜNAYDIN SEVGİLİM” şarkısı ile tanınan Cem Belevi, bu albümde aynı şarkının farklı bir versiyonuyla yer alıyor. Zaten albümünü çıkarmış bir ismin aynı şarkıyla bu albümde ne işi olur ben bilemedim. Şarkının söz ve müziği de Cem Belevi’ye ait. Belli ki ülke standartlarımızda ‘star’ olma unsurlarının birçoğuna doğuştan sahip bu genç yeteneğe bir destek de ENBE’den gelmiş. Ama bu kadar işte. Kesinlikle bir ENBE projesi değil. Kendi şarkılarını kendisi yazıp seslendiren bu iki ismin yanına birçoğumuzun dizilerden tanıdığı Tuvana Türkay’ı (kartonette Tuana Türkay olarak geçiyor) da koyabiliriz. Şarkı sözlerine baktığımız zaman çok kısa ama melodisiyle birlikte (sanırım burada Mustafa Ceceli’nin klasikleşmiş ve artık biraz sıkıcı olmaya başlayan romantik düzenleme formülünün de payı büyük) dillere pelesenk olacak bir şarkı üretimi var ortada. Kolay ezberlenir sözler, duygusallığın dibi ve fazlaca romantizm. Albümle özdeşleşecek şarkı olabilir “ARA NE OLURSUN”.
ENBE albümlerinin olmazsa olmazı Aytekin Kurt bu sefer sesine çok yakışan batı soundlu Ajda şarkıları yerine, sözleri Teoman Alpay‘a, bestesi Metin Bükey‘e (gerçek besteci hala tartışılıyor) ait “SAMANYOLU” ile albümün açılışını yapıyor. Seslendirdiği her şarkıya kendi yorumunu katan Aytekin Kurt bu şarkıyı da kendince okumuş. Ne var ki 60’lı yıllarda Fransa’da “O Lady Mary” adıyla çıkan yabancı versiyonunda bile şarkının ruhu olduğu gibi kalmayı başarmışken bu yeni ve orijinalindeki tadı asla yansıtamayan haline ben bir türlü ısınamadım. Batı gırtlakları, yabancı bir şarkıyı seslendiriyormuş gibi kullanılan vokal tekniği Ajda şarkılarına ne kadar çok yakışıyorduysa, bu şarkıya o kadar yakışmamış. Aytekin Kurt’un sesine diyecek yok ama şarkı seçiminin doğru olduğunu düşünmüyorum.
Adını daha önce duymadığım Eda Tuna Arslan albümün sonlarına doğru “UNA CALLE NOS SEPARA”yı, yani bizim bildiğimiz adıyla “Anlamazdın”ı orijinalinde seslendiriyor. Sözlerini Braydon Smith Francisco‘nun yazdığı, bestesinin Tevez Leopoldo Dante‘ye ait olduğu bu klasik şarkı yerine daha az duyduğumuz, suyu çıkarılmamış bir şarkı tercih edilebilirdi. Ülkece bu melodiyi yeterinden fazla tükettiğimiz için (Ferhat Göçer’ler, Seda Sayan’lar sağolsun) hangi dilde söylenirse söylensin artık gına getirdi ve atlamak zorunda bırakıyor şarkı kendini ki, bu da albümün bütününü etkileyen bir handikap. Albümde kendini atlatan tek şarkı bu değil maalesef. Daha önce Burcu Güneş‘in albümünde yer alan, kliplenen ve zamanında yeterince dinlediğim “UNUTMA BENİ ÇİÇEKLERİ”nin yerine Burcu Güneş’le yepyeni bir şarkı üzerinde çalışılabilirdi. Bu şarkının yer aldığı iki albüm arasında (“Gül Kokusu” ve “Enbe 2015”) iki sene ara var. Birkaç ay arayla çıksalardı katlanılabilir bir durum olabilirdi belki ama Murat Güneş‘in bu güzel şarkısını yeniden bu albüme almak benim için her şeyden önce heyecan verici değil. Hele hele albüm çıkmadan Burcu Güneş’in de yer aldığını duyup ve sonrasında bu şarkıyla karşılaşmak tam bir hayal kırıklığı yaşattı. Aynı durum Funda Arar‘la ‘featuring’ yaptıkları “HAFIZA” için de geçerli. Gerçi bu sefer arada o kadar uzun bir ara yok ama yine de ENBE’nin yeni albümünde Funda Arar da yer alıyor dedikleri zaman yeni bir şarkı beklentisi içine giriliyor ve sonra tüm hayaller suya düşüveriyor. Sinan Akçıl‘ın son yıllarda bestelediği en iyi şarkılardan biri olduğunu defalarca söyledim ve hala da öyle.
Gelelim albümde yer alan bildiğimiz isimlerin seslendirdikleri şarkılara. Işın Karaca yine o güçlü yorumuyla Ajda’nın coverlanmaktan bir hal olmuş “SANA DOĞRU”sunu seslendiriyor. Aslında Işın Karaca’nın ‘arabesque’ projelerindeki o sesiyle döven kadından daha naif bir yorum bu. Ya da en azından yapısı dolayısı ile bu şarkıda dövüldüğünüzü hissetmiyorsunuz. Her şey dozunda ayarlanmış yani. Bu yüzden dinlemesi keyifli. Mia Martini bestesinin üzerine Fikret Şeneş‘in yazdığı mükemmel sözlü bu şarkıyı Fikret Şeneş’e bir saygı duruşu olarak da nitelendirebiliriz. Albümün en çok sevdiğim ve mest olarak dinlediğim şarkılarından biri de Betül Demir‘in seslendirdiği “EGE”. Sude Bilge Demir‘in söz yazarlığında dönüm noktası olduğunu düşündüğüm şarkının bestesi Bülent Özdemir‘e ait. Betül Demir’i bir adım öne taşıyacak bir şarkı bu. Daha önce kendi albümünde solo seslendirdiği “İSTANBUL” şarkısını bu sefer Azeri bir şarkıcı ile seslendiriyor Ziynet Sali. Söz ve müziği yine Azeri bir besteci olan Murad Arif‘e ait şarkıda Hayyam Nisanov eşlik ediyor Sali’ye. Klişe formüllere uymayan yapısı ile farklı bir akışı olan şarkı “Sonsuz Ol” albümünde dikkat çekmişti zaten. En azından dikkatli bir dinleyici şarkının farkına varmış olmalıydı. Tekrar bir şarkıyı beklentisi yüksek bir albüme almanın anlamı yok işte. ENBE sanki nerede kliplenmemiş, arka planda kalmış şarkı varsa onları toplayarak karma bir albüm çıkarma misyonu edinmiş kendine. Şarkı da güzel, şarkıcılar da ama ortada albümü sevdirmeyen unsurlar var.
Albümün en büyük hayal kırıklığı yaratan şarkıları ise sürpriz bir şekilde Ajda Pekkan’ın seslendirdiği şarkılarda yaşanıyor. Öncelikle anlamamız gereken bir gerçek var. Ajda’nın kredisi sonsuzdur. Bu sene değil, en az son on beş senedir bu yüksek oranda böyle. Canı ne isterse söyleyebilir, kimse karışamaz. Hem her sanatçı özgür değil midir istediğini icra etmekte? Hele hele bu Ajda’ysa kimse sorgulayamaz neden bu şarkıları söyledi diye. Yabancı müzisyenler bizim enstrumanları kullanınca alkışlıyoruz da, kendimiz kullanınca mı olmuyor? Zaten Ajda arabeskin babasını yapmış zamanında. Konu neden bu şarkılar diye sorgulamaktan çok neden bu kadar ruhsuz seslendirilmiş olabilir. Ümit Besen denince akla ilk gelen ve sanatçıyı son yıllarda genç nesillere de sevdiren şarkısı “NİKAH MASASI”nda Ajda Pekkan ile düet yapılmış. Kabul edelim hiç de kolay olmayan bir iş başarılmış. Bu iki ismi bir araya getirmek, özellikle Ajda’ya farklı bir şarkıda, çok farklı bir isimle düet yaptırmak inanılmaz zordur. Ne var ki, şarkının orijinalindeki o üzgün, aşık, gururlu garibi ne duymak mümkün ne de hissetmek. Üstelik sözleri itibariyle de düet için elverişli bir şarkı değil bu. Belli ki bu aralar Ajda farklı denemelere göz kırpmak istemiş, o kadar. Sözlerinin Ali Avaz‘a, bestesinin Mustafa Sayan‘a ait olduğu, hepimizin ezberinde olan “TANRI İSTEMEZSE”yi Ajda’dan dinlemek iyi hoş da, baştan sona ruhsuz bir akışı (ya da akamayışı) var şarkının. Karşı tarafa yansıtılamayınca katlanılmaz bir şarkı bu açıkcası. Söylediği şarkıyı kendisi belki hissetmiş olabilir ama trilyon kez dinlesem bir dinleyici olarak hissetmem mümkün olmaz.
Albüme 90’lardan dahil olan tek şarkı ise Erdal Çelik’in zamanında çok sükse yapmış, söz ve müziği kendisine ait, adıyla özdeşleşmiş “GİTTİN GİDELİ”. Bildiğimiz bir şarkıyla da olsa Erdal’ı yeniden dinlemek güzel bir sürpriz oldu ki, albümün en iyilerinden olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
En uzun ENBE albümü olarak arşivlerimze giren “ENBE 2015″te, “İncir” dahil olmak üzere sadece altı yeni şarkı yer alıyor ve bunlardan beşi yeni isimler. Özellikle “Ege” ve “Ayrılık” şarkılarıyla yükselen albümde “Ara Ne Olursun” ve “Olmazsa Olmazımsın”ın daha çok dillere pelesenk olması muhtemel. Bir sonraki albümlerinde varolan şarkılara yer vermek ya da çiçeği burnunda ‘hit’lere konmak yerine sıfır şarkılara daha çok ağırlık vermeleri daha mukbule geçer. Uzunca bir süre listeleri meşgul eder, çekilecek her klip sevilerek izlenilir ve şarkılar yeterince dinlenilir ama bir bütün olarak en zayıf ENBE albümü olduğunu belirtmek lazım.
Kaynak : http://popelestiri.blogspot.com.tr/2015/03/enbe-orkestras-enbe-2015.html#!/2015/03/enbe-orkestras-enbe-2015.html
Gittin Gideli’yi dinlemek için buraya tıklayınız.